30 Mart 2016’da Langerlo
termik santralinin kalan kömürlerini yakmasının ardından, Belçika
son kömürlü termik santralini kapattı. Böylece 2016 itibariyle
Belçika, Kıbrıs, Lüksemburg, Malta ve Baltık ülkelerinin ardından kömüre veda
eden yedinci AB ülkesi oldu.
13 Nisan 2016 tarihinde,
Avusturya’nın en büyük elektrik tedarikçisi Verbund, 2020 yılına kadar fosil
yakıt kullanımından vazgeçeceğini açıkladı. Bu açıklama, Verbund’u yıllardır
kömürden vazgeçmeye ikna etmek için çalışan Avusturyalı STKların bir
başarısı olarak kabul edildi.
İklim değişikliğine dair
şüpheleri ile bilinen Trump’ın Amerika Birleşik Devletleri Başkanı olarak
seçildiği günün hemen ertesinde, Birleşik Krallık hükümeti 2025 yılına
kadar kömürlü termik santralleri kapatacağı vaadini tekrarladı ve bu hedefini
uygulamaya geçirecek politikalar hakkında bir istişare belgesi
yayımladı. 2015 sonunda Birleşik Krallık, kömürü terk etme politikasını
ilan eden dünyadaki ilk ülke olmuştu.
Fransız Cumhurbaşkanı
Hollande da benzer bir şekilde, Kasım ayında yapılan Marakeş İklim
Zirvesi’nde Fransa’nın geriye kalan beş kömürlü termik santralini 2023
yılına kadar kapatacağını tekrarladı. Kömürün terk edileceği bu tarih,
Fransa’nın 2016-2023 enerji politikası tasladığında zaten belirtilmişti.
Almanya’da 17 Kasım’da Berlin
Eyaleti seçimleri yapıldı. Bölgesel seçimlerin hemen arkasından kurulan Berlin
eyaleti koalisyon hükümeti, iklim hareketine geçmenin şehre ekonomik açıdan
faydalı olacağını ifade ederek, koalisyon anlaşmasında Berlin şehrinin
2030 yılına kadar kömürden vazgeçeceğini açıkladı. Berlin, kömürü terk etme
kararı alan Almanya’daki ilk eyalet.
24 Kasım’da “2030 ve Sonrası
Enerji, İklim Stratejisi”nin bir parçası olarak Finlandiya Hükümeti 2030
yılına kadar, bazı muafiyetler hariç, enerji üretiminde kömür kullanımını yasaklayan
bir yasayı Finlandiya Parlamentosu’na sundu. Kömür kullanımını yasaklayan bu
yasa parlamentodan geçtiği takdirde Finlandiya, ulusal yasalarında kömürü terk
etmeye yer veren ilk ülke olacak.
Kasım ayı sonunda
ise Portekiz Çevre Bakanı, enerji santrallerinde 2030 yılından önce kömür
yakmayı durdurma açıklaması yaptı. Portekiz hükümetinin iklim planlama
belgelerinde Portekiz’deki Sines ve Pego termik santrallerinin 2030’dan önce
kapatılacağı zaten belirtilmişti; bunu takiben hükümet ilk kez 2030 hedeflerini
tutturacağı vaadini de kamuoyu nezdinde ifade etmiş oldu. Sines Termik
Santrali, Avrupa Birliği’ndeki en kirli termik santraller arasında, aynı
zamanda iklime en çok zarar veren 30 kömürlü santralin bulunduğu Dirty 30
listesinde, 16. sırada yer alıyor.
AB’de, özellikle 2016’da
atılan bu somut adımları takiben Nisan 2017’de, Avrupa Elektrik
Üreticileri Derneği (Eurelectric), Avrupa Birliği ülkelerinde (Yunanistan ve
Polonya hariç) 2020 yılından itibaren yeni kurulacak olan kömürlü termik santrallere
yatırım yapmayacağını ve Paris Anlaşması hedeflerine destek
verdiğini açıkladı. Aralarında Türkiye’den Enerjisa, EÜAŞ, Çalık, Bereket
Enerji’nin de bulunduğu 3500 üyesiyle Eurelectric’in bu kararı, özel sektörün
de artık kömürde gelecek olmadığını kabul ettiğinin göstergesi oldu.
Almanya da kömürden vazgeçerek düşük karbonlu patikaya girdi
Almanya da kömürden vazgeçerek düşük karbonlu patikaya girdi
Avrupa’da 2017 yılının ilk
santral kapatma kararları, en çok kömür tüketen ülkelerden olan Almanya’dan
geldi. Türkiye'nin ilk özel kömürlü termik yatırımı olan İsken Sugözü Termik
Santrali’nin de yatırımcı ve finansörlerinden Alman STEAG enerji şirketi, Mart
2017’de Almanya'daki 2 kömürlü termik santralini ekonomik anlamda kârlı
olmadıkları gerekçesiyle kapatma kararı aldı.
Kapanacak toplamda 2.2GW
kapasiteli iki santral, Almanya'nın yerli taş kömürü kaynaklarından enerji
üretiyordu. Kapatma kararını açıklayan şirket yetkilileri, yenilenebilir enerji
kaynaklarının artması ve bu kaynaklardan üretilen enerji fiyatlarının
düşmesiyle Almanya’nın kapasite fazlası enerji üretimini gerekçe olarak
gösterdi.
İkişer ünitesi işletmede
olan, kapatılacak Voerde ve Voerde West termik santralleri, aynı zamanda
Almanya’nın en eski termik santrallerindendi. İki santralin kapanmasıyla bu
santrallerin ürettiği yılda 6 milyon ton CO2 emisyonu artık salınmayacak
(Kaynak: EUTL). Ayrıca bu iki santral, yılda kirlilik kaynaklı 162 erken ölüm,
3285 astım krizinden sorumluydu.
2020 yılına kadar, sera gazı
emisyonlarını 1990 yılına göre yüzde kırk azaltma kararı alan Almanya’nın
mevcut durumda enerji tüketiminin dörtte birini yerli linyit ve taş kömürü
kaynakları oluşturuyor. Ancak 2017 itibariyle hem karar alıcılar hem de enerji
politikası uzmanları Almanya için sonun başlangıcını duyurdular. 2016 yılında
pek çok kitle protestosunu da üstüne çeken İsveçli Vattenfall
şirketinin Lusatia kömür madenini Çek LEAG şirketine satmasıyla gündeme gelen
maden genişletme projesi, LEAG’in Mart 2017’de aldığı kararla sona erdi. Linyit
sahasının yeni sahibi LEAG şirketinin CEO’su yaptığı açıklamada, “Artık bu
projeler, federal iklim politikaları ve küresel enerji piyasalarının etkisiyle
kârlı yatırımlar olmaktan çıktı. Anlaşılan o ki, Almanya iklim hedeflerine
ulaşmak için linyiti gözden çıkarmaya razı” diye ifade etti.
Yazar: Elif Gündüzyeli,
Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN-E)
EmoticonEmoticon